Arayan İnsan
İslam'a Giriş
Tabiin devrinde Kûfe’de yetiÅŸen büyük alimlerden. Emevi halifelerinden Yezid bin Muaviye’nin halifeliÄŸi sırasında vefat etmiÅŸtir. Vefat tarihinin 687 senesi olduÄŸu zikredilmektedir.
​
Hadis ilminde yüksek bir alimdir. Ashab-ı kiram’ın bir çoÄŸu ile görüÅŸmüÅŸ, onlardan ilim alıp hadis-i ÅŸerif rivayetinde bulunmuÅŸtur. Abdullah İbni Mes’ûd, Ebû Eyyûb el-Ensari, Amr bin Meymûn el-Evdi, Abdurrahman bin Ebi Leyla ve birçok Eshab-ı kiram’dan rivayeti vardır. Rivayet ettiÄŸi hadis-i ÅŸerifler, Buhari, Müslim, Ebû Davud, Tirmizi, Nesai, İbni Mace’de bulunmaktadır.
​
İmam-ı Ahmed, ÅŸöyle bildirdi:
“Abdullah İbn-i Mes’ud (r.a), Rebi için diyor ki; Allah’a yemin ederim ki, ÅŸayet seni (Rebi’yi) Resulullah (s.a.v) görseydi, elbette çok severdi.”
​
Zühd ve vera’sını öven haberler çoktur. Senelerce yatsının abdesti ile sabah namazı kılmıştır. Yatsı namazından sonra konuÅŸmazdı.
​
Her ÅŸeyi Rabbi’nden bilir, O’ndan gelen her ÅŸeye sabır eder, tevekkülünü bozmazdı. Bir gün namaz kılarken, yirmibin dirhem deÄŸerindeki atının çalındığını gördü. Fakat ne namazı bozdu ve ne de üzüldü. Yanında bulunanlar: “Nasıl oldu bu iÅŸ yazık oldu atına!” diye kendisini teselli ediyorlardı. O ise, “Atın yularını çözerken çalan adamı görmüÅŸtüm” dedi. Onların “O halde niçin mani’ olmadınız?” demeleri üzerine, “Atımdan daha sevimli olan bir ÅŸey ile, yani namaz kılmakla meÅŸguldüm. Onu kaçıramazdım, onun için” dedi. Adamlar hırsıza beddua etmeye baÅŸlayınca, Rebi’ onlara dedi ki: “Hayır, beddua etmeyin. Ben atımı ona hediye ettim. Sadakam olsun” dedi.
​
Gözünü haramlardan o derece korur ve etrafına bakınmazdı ki, bazıları onu kör zannetmiÅŸlerdir. Yirmi sene Abdullah İbn-i Mes’ud ile beraber bulundu. Hatta İbn-i Mes’ud’un cariyesi onu görünce “A’ma dostun geliyor” derdi. İbn-i Mes’ud da onun bu sözüne gülerdi. Çünkü onu içeri almak için kapıyı açtığı zaman gözlerini kapamış ve başını yere eÄŸmiÅŸ görürdü.
​
Birgün İbn-i Mes’ud ile demirciler çarşısına gitti. Orada körüklerin üfürülüp ateÅŸlerin alevlendiÄŸini görünce, Cehennem ateÅŸini hatırlayarak düÅŸüp bayıldı. İbn-i Mes’ud (r.a), namaz vaktine kadar başı ucunda beklediyse de ayılmadığını görünce, onu arkasına alarak evine getirdi ve tam 24 saat baygın kaldı. Bu sebepten beÅŸ vakit namazını kılamadı. Başından ayrılmayan İbn-i Mes’ud, “İşte Allah’tan böyle korkulur” demiÅŸtir.
​
Kimseyle münakaÅŸa etmez, kimseye kötü söylemezdi. Birgün kendisine biri kötü sözler söyleyince Ona, “Söylediklerini Allahü teala duyuyor. Åžayet ben, Cennet ile aramdaki güçlükleri aşıp Cennete girersem, senin sözlerinin bana zararı yoktur. Sırat köprüsünden geçemezsem, anlarım ki; söylediklerinden de kötü bir insanım” buyurdu.
​
Hikmetli sözleri çoktur.
​
“Dünyada bir kimsenin hüznü, müslümanın hüznünden daha fazla olamaz. Çünkü mü’min, hayatta lazım olacak nafakasını kazanmak hususunda, dünya ehlinin çektiÄŸi hüzün ve meÅŸakkatlara katlanmaktadır. Bir de onun, dünya ehlinden fazla olarak ahiretini kazanmak hüzün ve kederi vardır.”
​
“Bütün namazlarımda okuduÄŸumdan baÅŸka bir ÅŸey düÅŸünmem!”
​

Rebi b.Haysem(ö.687)
Evliyalar Ansiklopedisi'nin Rebi b. Haysem maddesinden kısaltılarak alınmıştır.

Ebu Nuaym el-İsfehani'nin Allah Dostları (Şule:1996) eserinden alınmıştır.
Muhammed anlatıyor:
“Rebî b. Haysem secde ettiÄŸinde, yere atılmış bir elbise gibi oluyor ve kuÅŸlar gelip üzerine konuyordu”.
Rebî’ye; “Nasıl sabahlıyorsunuz?’ denildiÄŸinde;
“Günahkâr olarak sabahlıyor, rızıklarımızı yiyoruz ve ölüm vakitlerimizi bekliyoruz” dedi.
​
Az Konuşması
Süfyan anlatıyor:
"Rebî b. Haysem’le on sene arkadaÅŸlık ettik. Benimle bir tek kelimeden baÅŸka bir ÅŸey konuÅŸmadı.”
​
BaÅŸka biri ise;
“Rebî’yle iki sene arkadaÅŸlık yaptım. Benimle iki kelimeden baÅŸka konuÅŸmadı” diye anlatır.
​
Süfyân es-Sevrî Benî Taymullah kabilesinden birinden naklediyor:
Rebî b. Haysem’le on yıl birlikte oturduk. İki kere dışında dünya iÅŸinden bir ÅŸey sormadı. Sorduklarından birisi; "Annen saÄŸ mı?” diÄŸeri ise; “Kaç tane mescidiniz var?” idi.
​
Rebî b. Haysem , Küfe de Ubeydullah b. Ziyad'ın valiliÄŸi esnasında vefat etti.