Arayan Ä°nsan
Ä°slam'a GiriÅŸ
Namaz
Namaz Nedir?
Namaz, Farsça bir kelime olup Arapça karşılığı “salât”tır. Salât, sözlükte dua etmek, yalvarmak, rahmet etmek gibi anlamlara gelir.[1]
​
​
​
​
​
​
​
​
​
Namaz Neden Önemlidir?
Ashab döneminden itibaren namaz, bütün çeÅŸitleriyle Hz. Peygamber’in uygulama ve açıklamalarına uygun ÅŸekilde nesilden nesile intikal ettirilmiÅŸ, bütün müslümanlar ve Ä°slâm âlimleri namazın farz olduÄŸu hususunda görüÅŸ birliÄŸi içinde olmuÅŸtur. [2]
​
Ä°mandan sonra en faziletli amel sayılan namazın aynı zamanda mükemmel bir dua niteliÄŸinde olduÄŸu söylenebilir. [3]
​
Namaz, Allah'ı hatırlatır. Kalb ve dil O'nu anmakla meÅŸgul olur. Ä°nsanlar Allah'tan gafil olmasınlar, Allah'ın kulu olduklarını akıllarından çıkarmasınlar diye namaz farz kılınmıştır. [4]
"Rabbini, içinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah akÅŸam an, gafillerden olma!" âyetinde geçen "Rabb'ini an" ifadesi "Allah'ı hatırda tut" anlamına gelir. [5]
​
Allah’a kulluk etmenin ifadesi olan namazın dış görünüÅŸü birtakım ÅŸekiller ve zikirden ibaret olmakla birlikte gerçek mahiyeti yaratıcıya yakarmak, O’nunla konuÅŸmak ve O’na yakınlaÅŸmaktır. Bu özelliÄŸinden dolayı diÄŸer bütün ibadetlerin özü sayılmıştır. Hz. Peygamber bir hadisinde, “Namaz dinin direÄŸidir” demiÅŸ, namazın en önemli rüknü durumundaki secdeyi ise kulun Allah’a en yakın olduÄŸu durum olarak nitelendirmiÅŸtir. [6]
​
Hakkıyla eda edilen namaz Allah'a yakınlık sebebidir. Bundan dolayı Allah: "Rabbine secde et ve yaklaş!" buyurur. [7]
​
"Muhakkak ben, (evet) ben Allah'ım. Benden baÅŸka tanrı yoktur. Yalnız bana kulluk et ve beni anmak için namaz kıl." [8]
​
Sembolik yönü de olan namazın mânevî derinliÄŸi kazanabilmesi için bedensel hareketler, dilin âyetlerin ve duaların lafızlarını okuması yeterli olmayıp bu ÅŸeklî kalıpların kalpteki kulluk niyeti ve Allah’a saygı bilinci ile bütünleÅŸtirilmesi gerekir. [9]
​
"Sabırla, namazla Allah'tan yardım dileyin, ÅŸüphesiz bu, Allah'a saygı gösterenlerden baÅŸkasına ağır gelir." [10]
​
Namazın ibadetler içindeki özel konumu ve önemi sebebiyle, olaÄŸan dışı durumlarda namazın terkedilmesine izin verilmesi yerine eda edilmesi hususunda bazı kolaylıklar saÄŸlanması cihetine gidilmiÅŸtir. Hastanın namazı kendi gücüne göre belirlenmiÅŸ, hastalığın ağırlaÅŸması ölçüsünde namazın eda ÅŸeklinde kolaylık saÄŸlanmıştır. Yolculuk halinde bulunan kimse için dört rek‘atlı namazların kısaltılması ve bazı mezheplerde iki namazın bir vakitte kılınması (cem‘) baÅŸta olmak üzere bazı ruhsat hükümleri söz konusudur. [11]
​
Ä°slam’dan Önce Namaz Var mıydı?
Namaz, Ä°slâm’dan önceki ilâhî dinlerde de emredilmiÅŸtir. Kur’ân-ı Kerim’in birçok ayetinde önceki peygamberlerden söz edilirken, onlara da namazın emredildiÄŸi belirtilir ve bazı peygamberlerin namazın öneminden bahseden ifadelerine atıfta bulunulur. Hz. Ä°brahim’in bu hususla ilgili olarak Kur’ân’da yer alan duası ÅŸöyledir:
“Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazını kılanlardan eyle. Rabbimiz! Duamı kabul buyur” (Ä°brahim 14/40).
​
Yine Kur’ân’da Hz. Lokman’ın oÄŸluna verdiÄŸi öÄŸütlere deÄŸinilirken onun ÅŸöyle dediÄŸi nakledilir: [12]
“Yavrucağızım! Namaz kıl, iyiliÄŸi emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış ve başına gelene sabret! DoÄŸrusu bunlar azim, sebat ve kararlılıkla yapılması gereken iÅŸlerdir” (Lokman 31/17).
Hz. Âdem, Nûh ve Ä°brâhim’den sonra namazı terkeden nesillerin geleceÄŸi[13]
“Onlardan sonra, namazı zayi eden, ÅŸehvet ve dünyevi tutkularının peÅŸine düÅŸen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azaba çarptırılacaklardır.”(Meryem 19/59)
​
Hz. Zekeriyyâ’nın namaz kıldığı ifade edilmektetir:
“Zekeriya mabedde namaz kılarken melekler ona, "Allah sana, kendisinden gelen bir kelimeyi (Ä°sa'yı) doÄŸrulayıcı, efendi, nefsine hakim ve salihlerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeler" diye seslendiler.” (Âl-i Ä°mrân 3/39)
​
Hz. Îsâ’nın beÅŸikteki mûcizevî konuÅŸmasında namaz vecîbesine atıfta bulunduÄŸu,
"Nerede olursam olayım beni kutlu ve erdemli kıldı ve bana yaÅŸadığım sürece namazı ve zekatı emretti." (Meryem 19/31)
​
Hz. Ä°brâhim’in yanı sıra Lût, Ä°shak ve Ya‘kÅ«b’a namaz emrinin vahyedildiÄŸi,
“Onları bizim emrimizle doÄŸru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlar iÅŸlemeyi, namazı dosdoÄŸru kılmayı, zekâtı vermeyi vahyettik. Onlar sadece bize ibadet eden kimselerdi.” (el-Enbiyâ 21/73)
​
Hz. Ä°smâil’in halkına / ailesine namazı emrettiÄŸi,
“Ailesine namaz ve zekâtı emrederdi. Rabb'inin katında da hoÅŸnutluÄŸa ulaÅŸmıştı.” (Meryem 19/55)
​
Hz. Lokmân’ın oÄŸluna namazı Hakkıyla kılmasını öÄŸütlediÄŸi,
"Yavrum! Namazı dosdoÄŸru kıl. Ä°yiliÄŸi emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiÅŸ iÅŸlerdendir." (Lokmân 31/17)
​
Hz. Ä°brâhim’in namazı yalnız Allah rızâsı için kıldığını söylediÄŸi,
"Ey Muhammed! De ki: "Åžüphesiz benim namazım da, diÄŸer ibadetlerim de, yaÅŸamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir." (el-En‘âm 6/162)
​
Kendisini ve neslini namazı dosdoÄŸru kılan kullarından eylemesi için dua ettiÄŸi,
"Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle." (Ä°brâhîm 14/40)
​
Hz. Mûsâ’ya Allah’ı anmak üzere namaz kılmasının emredildiÄŸi,
"Åžüphe yok ki ben Allah'ım. Benden baÅŸka hiçbir ilah yoktur. O halde bana ibadet et ve beni anmak için namaz kıl." (Tâhâ 20/14)
​
Allah’ın Ä°srâiloÄŸulları’ndan yerine getirme sözü aldığı görevler arasında namazın da yer aldığı görülmektedir. [14]
Hani, biz Ä°srailoÄŸulları'ndan, "Allah'tan baÅŸkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekâtı vereceksiniz" diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz. (el-Bakara 2/83)
Andolsun, Allah Ä°srailoÄŸullarından saÄŸlam söz almıştı. Onlardan on iki temsilci -baÅŸkan- seçmiÅŸtik. Allah ÅŸöyle demiÅŸti: "Sizinle beraberim. Andolsun eÄŸer namazı kılar, zekatı verir ve elçilerime inanır, onları desteklerseniz, (fakirlere gönülden yardımda bulunarak) Allah'a güzel bir borç verirseniz, elbette sizin kötülüklerinizi örterim ve andolsun sizi, içinden ırmaklar akan cennetlere koyarım. Ama bundan sonra sizden kim inkâr ederse, mutlaka o, dümdüz yoldan sapmıştır." (el-Mâide 5/12).
​
Ä°slam’da Namaz Nasıl En Önemli Ä°badet Haline Geldi?
Kaynaklarda, Ä°slâm’ın ilk dönemlerinden itibaren namaz ibadetinin mevcut olduÄŸu ve beÅŸ vakit namaz farz kılınmadan önce sabah ve akÅŸam olmak üzere günde iki vakit namaz kılındığı belirtilmektedir. Kur’an’daki bazı âyetlerin (Tâhâ 20/130; el-Mü’min 40/55) bu iki vakit namaza iÅŸaret ettiÄŸi görüÅŸünde olanlar da vardır. [15]
​
Vahyin baÅŸlangıç döneminde -bazı kaynaklara göre Müddessir sûresinin 1-3. âyetleri nâzil olunca- Cebrâil, Hz. Peygamber’i Mekke’nin yakınlarındaki bir vadiye götürmüÅŸ, orada fışkıran su ile önce kendisi, sonra Resûl-i Ekrem abdest almış, ardından Resûlullah’a namaz kıldırmıştır. Bunun üzerine Hz. Peygamber sevinçli bir ÅŸekilde eve gelmiÅŸ, Hz. Hatice’nin elinden tutarak oraya götürmüÅŸ ve aynı ÅŸekilde onunla birlikte abdest alıp iki rek‘at namaz kılmışlardır (Ä°bn HiÅŸâm, I, 243-245). [16]
​
Üç yıl kadar süren gizli davet ve daha sonraki açık davet döneminde Resûl-i Ekrem evinde, ıssız daÄŸ eteklerinde, öÄŸle tenhalığı sırasında Harem’de namaz kılmıştır. Zaman zaman Hz. Ali’yi de yanına alarak Mekke dışındaki vadilerde akÅŸam namazını kıldığı ve hava karardıktan sonra döndüÄŸü nakledilir. Ä°lk müslümanlar da Mekke içinde gizli yer bulamadıklarında ÅŸehir dışına çıkıp ıssız yerlerde ve zaman zaman mescid haline getirdikleri Erkam adlı sahâbînin evinde namaz kılmışlardır. [17]
​
Ä°slâmiyet’te bugün bilinen ÅŸekliyle beÅŸ vakit namaz hicretten bir buçuk yıl kadar önce Mi‘râc gecesinde farz kılınmıştır. [18]
​
Cebrâil, beÅŸ vakit namazın farz kılındığının ertesi günü Hz. Peygamber’e gelerek O’na Mescid-i Haram’da imamlık yapmış ve namazın vakitlerini öÄŸretmiÅŸtir. Hz. Peygamber de bundan böyle her gün farz olan beÅŸ vakit namazı devamlı olarak kılmış, bu namazları imam olarak cemaate kıldırmış ve ayrıca “Yüce Allah mümin kullarına bir gündüz ve bir gecede beÅŸ vakit namazı farz kılmıştır. Allah, bu beÅŸ vakit namazı küçümsemeden hakkını vererek kılan kimseyi Cennet’e sokmaya söz vermiÅŸtir. Fakat bu namazları kılmayan kimseler için böyle bir sözü yoktur. Dilerse azab eder, dilerse bağışlar” günde beÅŸ vakit namazın farz kılınmış bulunduÄŸunu açıklamıştır. [19]
​
Hz. Peygamber namazın Ä°slâm’ın beÅŸ ÅŸartından biri ve amellerin en faziletlisinin vaktinde kılınan namaz olduÄŸunu (Buhârî, “TevÄ¥îd”, 48), kulun kıyamet günü ilk olarak namazdan hesaba çekileceÄŸini bildirmiÅŸ, yeni müslüman olan birine her gün beÅŸ vakit namaz kılması gerektiÄŸini söylemiÅŸtir. Ayrıca, “Namazı benden gördüÄŸünüz gibi kılınız” diyerek namazların rek‘at sayılarını ve kılınış ÅŸeklini uygulamalarıyla öÄŸretip açıklamış, kendisine bu konuda soru soran bir kiÅŸiye, “Ä°ki gün bizimle kıl” diyerek onu uygulamalı olarak öÄŸrenmeye yönlendirmiÅŸtir. [20]
Dipnotlar
[1]Ä°slâm Ä°badet Esasları.Anadolu Ünv.:2010
[2] http://www.islamansiklopedisi.info
[3] http://www.islamansiklopedisi.info
[4] Kur’an’da Ä°badet Psikolojisi. Abdurrahman KasapoÄŸlu. Ä°zci Yayınları:1997
[5] Kur’an’da Ä°badet Psikolojisi. Abdurrahman KasapoÄŸlu. Ä°zci Yayınları:1997
[6] http://www.islamansiklopedisi.info
[7] Kur’an’da Ä°badet Psikolojisi. Abdurrahman KasapoÄŸlu. Ä°zci Yayınları:1997
[8] Kur’an’da Ä°badet Psikolojisi. Abdurrahman KasapoÄŸlu. Ä°zci Yayınları:1997
[9] http://www.islamansiklopedisi.info
[10] Kur’an’da Ä°badet Psikolojisi. Abdurrahman KasapoÄŸlu. Ä°zci Yayınları:1997
[11] http://www.islamansiklopedisi.info
[12] http://www.islamansiklopedisi.info
[13]Ä°slâm Ä°badet Esasları.Anadolu Ünv.:2010
[14] http://www.islamansiklopedisi.info
[15] http://www.islamansiklopedisi.info
[16] http://www.islamansiklopedisi.info
[17] http://www.islamansiklopedisi.info
[18] http://www.islamansiklopedisi.info
[19]Ä°slâm Ä°badet Esasları.Anadolu Ünv.:2010
